Post Author Avatar
Zeynep Senis
Çevirmen/Yazar

Ergenlik ve ilk kalp kırıklığınız gibi, yirmilik dişlerinizi çektirmenin sancılı süreci de birçok insanın katlanmak zorunda kaldığı o tatsız reşit olma ritüellerinden biridir. Peki, evrimsel sürecimizin bir defekti olan bu sevimsiz varlıklar neden sadece sorun yaratıyor?

Gerçekten de, günümüz insanının dişleri derin bir çelişkidir. Vücudumuzun en sert parçaları olmalarına rağmen inanılmaz derecede hassas ve kırılgandır. Fosil kayıtlarında milyonlarca dayandığını gördüğümüz dişler, nasıl oldu da ağzımızda ömürlerini kısa sürede doldurur hâle geldi? Gelin 7 maddede birkaç konuya açıklık getirelim.

1. Yüz Binlerce Yıldır Hiçbir Amaca Hizmet Etmiyorlar

Bir an için tarih öncesi çağlarda yaşayan bir kadın ya da erkek olduğunuzu hayal edin. Büyük ölçüde çiğ et, kökler ve yapraklarla besleniyorsunuz. Yemeğinizi kesebilmek için oldukça güçlü dişlere ihtiyacınız olacak, değil mi? İşte burası, yirmi yaş dişleri olarak da bilinen üçüncü azı dişlerinizin devreye girdiği yer. Fakat günümüzde rafine edilmiş ve daha yumuşak yiyecekleri tercih ediyoruz (Avokadolu tost ve smoothie'ler gibi). İşlenmiş ve/veya tarımsal diyetler, ergenlik döneminde tam büyümeyi sağlayan çenelerimiz üzerindeki gerekli stresi azalttı. Bu da, yetişkinlik çağına girdiğimiz zaman, son azı dişlerimizin yerleşebilmesi için yeterli alan bırakmadı.

Princeton Üniversitesi'nde araştırmacı olan Alan Mann'e göre, yirmi yaş dişleri, "insan evriminin bir yara izi". Yaklaşık 800.000 ila 200.000 yıl önce, ilk insanların beyinleri o kadar hızlı bir şekilde büyümeye başladı ki, zamanla orijinal boyutlarının üç katı büyüklüğüne ulaştı. Bu da, beyin kabuğunun şeklini (kafatasının arka kısmı) ve diş pasajına (diş sıraları) göre konumunu değiştirdi. Diş pasajı kısaldı ve aniden üçüncü azı dişleri için yeterli yer kalmadı. Ayrıca, dişlerimizin yapısını belirleyen genler, beyin gelişimini kontrol edenlerden ayrı olarak evrimleştiğinden; insanlar ağzın oldukça kalabalık olmasının sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kaldılar.

2. Doğa, Eninde Sonunda Bunu Düzenleyebilir

Bilim insanları, evrimin sonunda sorunu çözebileceğini, yani insanların gelecekte yirmi yaş dişleri geliştirmeyeceği anlamına geldiğini belirtiyor. Yine de, bunun ne zaman gerçekleşeceği konusunda kimsenin kesin bir tahmini bulunmuyor.

Nature'da yayınlanan bir araştırmaya göre, insan ağzındaki her dişin büyümesi, biz uyum sağladıkça ve geliştikçe aşamalı olarak değişen bir formül tarafından yönlendiriliyor. Araştırma, yirmi yaş dişleri için geçerli olan matematiksel formülün diğer dişlerin gerisinde kaldığını ve bu formül diğerlerine yetiştiğinde, eninde sonunda yirmi yaş dişlerini geliştirmeyi bırakacağımızı gösteriyor.

3. Yirmi Yaş Dişlerinin Sayısı Kişiden Kişiye Değişiyor

Bir, iki, üç veya dört adet yirmi yaş dişine sahip olabileceğiniz gibi, şanslıysanız bu dişlere hiç sahip olmamanız da mümkündür. Diğer bir olasılık ise, nadir de olsa, fazla diş adı verilen dörtten fazla yirmi yaş dişinin olmasıdır. Batı Virginia Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde klinik profesör yardımcısı Dr. William McCormick, bilgilerini şöyle aktarıyor;

"Kariyerimde hastaların dördüncü azı dişlerine sahip olduğu iki vaka gördüm. Atalarımız ise toplamda 12 yirmi yaş dişine sahipti."

McCormick'e göre, çene boyutu gibi genetik faktörler, bir kişinin sahip olduğu yirmi yaş dişlerinin sayısını belirliyor. Ayrıca ırk faktörü de bu sayıyı belirleyen şeylerden biri. Pratik olarak hiçbir Aborjin Tazmanyalının yirmi yaş dişi bulunmuyor. Yerli Meksikalıların neredeyse %100’ünde en az bir adet yirmi yaş dişi bulunuyor. Afrikalı Amerikalılar ve Asyalı Amerikalılar'da ise, Avrupa kökenli insanlara göre dörtten daha az yirmi yaş dişine sahip olma olasılığı daha yüksektir. Bu varyasyon, binlerce yıl önce ortaya çıkan ve böylece yirmi yaş dişlerinin oluşumunu engelleyen rastgele bir genetik mutasyona bağlanabilir. Bu mutasyon belirli popülasyonlarda daha yaygındır.

4. Yirmi Yaş Dişleriniz Her An Çıkabilir

Yirmi yaş dişleri, çoğu durumda yirmili yaşların başında veya sonunda çıksa da, Guinness Dünya Rekorları'na göre, yirmilik diş çıkaran en yaşlı kişi 94 yaşındaydı. Görünüşe göre, yirmilik dişler binlerce yıldır düzensiz hareket ediyor. Aristoteles, The History of Animals (Hayvanların Tarihi) adlı kitabında bu fenomeni şöyle belgelemiştir;

“80 yaşın üzerindeki kadınlarda, yaşamın çok yakın bir döneminde yirmilik dişlerin ortaya çıktığı ve ortaya çıkmalarında büyük acıya neden olduğu durumlar bilinmektedir; ve erkeklerde de benzer vakalar görülmüştür.”

5. Bilinen İlk Gömülü Diş Vakası

Yirmi yaş dişleri normal bir şekilde büyümek için yeterli alana sahip olmadığında, çenede sıkışırlar ve çıkamazlar. Bunlara gömülü diş denir. Bilinen en eski gömülü diş vakası, yaklaşık 15.000 yıl önce ölen 25-35 yaşındaki bir kadının iskeletinde bulundu. Bu vaka, beslenme alışkanlıklarımızdaki son değişikliklerin neden olduğu, gömülü dişlerin modern bir hastalık olduğu konusunda şüphe uyandırdı.

6. Bazı Hekimler Yirmi Yaş Dişlerinin Çekilmesi Gerektiğini Savunuyor

Birçok kişi, herhangi bir ağrı veya gözle görülür bir sorun olmasa bile yirmi yaş dişlerini çektirir. Profilaktik cerrahi olarak bilinen bu önleyici uygulama özellikle ABD'de çok yaygındır, ancak son yıllarda bu işlemin gerekli olup olmadığı konusunda bazı tartışmalar olmuştur.

Popüler teoriler, çoğu insanın ya yirmilik dişleriyle ilgili halihazırda sorunları olduğunu ya da gelecekte bir noktada sorun yaşayacağını iddia eder. Dr. Louis K. Rafetto, 2011'de The New York Times'a verdiği demeçte, yüzde hesabı yapmanın zor olduğunu, ancak insanların tahmini olarak %75 ila 80’inin yirmi yaş dişleriyle ilişkilerini başarıyla sürdüremeyeceğini belirtiyor.

Her yıl yaklaşık 3,5 milyon çekim ameliyatı gerçekleştiriliyor ve başka bir tahmine göre bu, yılda 10 milyon yirmilik diş çekilmesi anlamına geliyor. Good Orthodontics'ten Dr. Ron ve Dr. Bob, yirmi yaş dişlerinin saatli bombalar olduğu görüşünde. Yirmi yaş dişlerinin genel olarak hiçbir değeri olmadığını ve yalnızca potansiyel problemler olduğunu düşünüyorlar. Bu dişlerin, ısırmanıza müdahale ederek diğer dişlerinizin yıpranmasına neden olabileceğini ve bazı durumlarda kistlere, tümörlere, sinir hasarına, periodontal hastalıklara sebep olabileceğini de ekliyorlar.

7. Kore’de Bu Dişlere “Aşk Dişleri” Adı Veriliyor

İngilizce'de, yirmi yaş dişlerine verilen “wisdom teeth” lakabı, üçüncü azı dişlerinin diğer dişlerden daha geç, daha yaşlı ve (umarız) daha akıllı olduğunuz bir zamanda ortaya çıktığı fikrini aktarır. Diğer dillerde ise aynı kuralı izlenmez.

Örneğin Korece'de üçüncü azı dişlerinin şiirsel adı "aşk dişleri" anlamına gelir. Bu lakap; ergenliğin sonları, 20'li yaşların başında ilk aşklarını yaşamalarına atfedilir.

Japonca’da da bunun için yaratıcı bir kelime vardır: “Oyashirazu” yani “ebeveynlerin haberi olmadan çıkan diş”. Bebekken anne ve babanız yeni bir dişiniz çıktığında heyecanlanırken, yirmi yaş dişleri muhtemelen siz çoktan evden ayrıldığınızda çıktığı için bu isim verilmiş.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir